Şehit Düştüğü Tarih: 6 Aralık 2016
Şehit Düştüğü Yer: Dersim’in Ovacık karayolunda
Doğduğu Tarih: 27 Kasım 1996
Doğduğu Yer: Yalova
Mezar Yeri: İstanbul Hamidiye Mezarlığı
DHKC İbrahim Erdoğan Kır Gerilla Birliği’ne bağlı
bir grup gerillanın bulunduğu sığınak, oligarşinin işbirlikçi faşist ordusu
tarafından 7 Kasım 2016 tarihinde bombalandı. Bombalarla yakılan, 11 gerillanın
yanarak küle dönüştüğü Leyla Aracı ve Mahir Bektaş ile birlikte sığınaktan
çıkan Oğuz Meşe, Dersim’in Ovacık karayolundaki polis noktasında 6 Aralık 2016 tarihinde
çıkan çatışmada şehit düştü.
Oğuz Meşe, 22 yaşında bir devrimciydi. Aslen
Tokat-Niksarlı Alevi-Türkmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Gencecik
yaşında adaletsizlikler, zulüm ve günden güne artarak büyüyen faşist baskılar
karşısında tereddütsüzce adanmanın adı oldu.
***
Devrimci Halk Kurtuluş
Cephesi’nin 10 Aralık 2016 tarihli, 466 nolu
açıklamasından:
DHKC
Açıklaması, No: 466, Tarih: 10.12.2016
Dağların
Şahanı OĞUZ’dan
Yoksul
mahallerin Şahanlarına
Tüm
halk çocukları sizden hesap sormaya devam edecek
Bizim Yenilmez Silahımız Onların Yüreği, Onların Kararlılığı Onların
Yaratıcılığıdır.
O BOMBALARLA DELİK DEŞİK ETTİĞİNİZ DAĞLARDAN
O BOMBA İLE DOLDURDUĞUNUZ VADİLERDEN, GEÇİTLERDEN, DERELERDEN
BİR HALK KURTULUŞ SAVAŞÇISI, BİR CEPHE GERİLLASI ÇIKTI VE
SİLAHSIZ YOLDAŞLARINA HALKLARINA YAPILAN ZULÜM İÇİN YOLA DÜŞTÜ…
TEM Yolunu Döşediniz Portekiz’den İstanbul’a, Anadolu’dan Avrupa’ya;
Kurtardı mı Sizi?
Kurtarmaz!
O yolları, Dünya halklarının kanını içmek, sömürdüğünüz emeği hızla
paraya çevirmek için yaptınız ama o yol yoksul mahallelerin çocuklarının elinin
altından geçer. Onların öfkesi ile döşenmiştir o yolların taşları. O yollar
sizi her zaman evinize ulaştırmaz savcı beyler. Çok güvenmeyin o yollara. O
yolların her bir sapağı yoksul halkın öfkesi ile bağlantılıdır. O yolların her
bir çıkışı delillere bile bakmadan polisin baskısı ile müebbet istediğiniz yoksul
halk çocuklarının hayatına açılır.
O yolların her bir kavşağı tüm haklarını gasp ettiğiniz özgür tutsakların
hücrelerine açılır.
O yollar size öfke, o yollar size ölüm getirir savcı bey.
O yollardan geçerken sizin göremediğiniz “çift çift
gözler” izler sizi…
Savcılar, hakimler
Hukuk denilen yasa denilen bir şal ile bu zulüm, baskı ve katliamın
üstünün örtülmesine hizmet ediyorsunuz. Hukuk, yasa dediğiniz yalanlarla
katilleri aklıyorsunuz. Hukuk yasa dediğiniz yalanlarla katillerin kanlı
ellerini yıkıyorsunuz.
HALK DÜŞMANI KATİLLERİN KANLI ELLERİNİ YIKAMAYI BIRAKIN!
FAŞİST YASALARIN BEKÇİSİ OLMAYIN!
SİMİT SATIP, ONURLU YAŞAYIN!
Türkiye Oligarşisi Dersim’de bir yılda 31 operasyon, bombardıman yapmış.
Bu operasyonlar F16’lar, Kobra helikopterleri, İnsansız Hava Uçakları’yla yapılmıştır.
Sadece Kasım ayı içinde 12 bombardıman ve operasyon yapılmıştır.
Yani birer gün ara ile sürekli operasyon, sürekli bombalama demektir bu. (*)
İşte Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi gerillası Oğuz Meşe bu bombalanan,
çatışmaların yaşandığı dağlardan, saldırıların arasından hesap sormak için
inmiştir. Duru bir su gibi sessizce akarak, adım adım, nefes nefes inmiştir o delik deşik edilen dağlardan. Büyük
olanaksızlıklar içinde, elleri, yüreği ve nefesi dışında hiçbir şeyi olmadan en
sade en basit silahları ile dayanmıştır zulmün kapısına. Oğuz’un
eyleminin büyüklüğü buradadır.
Dinleyin Türkiye Oligarşisi; Yenileceksiniz!
Yenileceksiniz,
bakın Oğuz Meşe’nin eylemine ve neden yenileceğinizi görün. Yenileceksiniz, çünkü, delik deşik ettiğiniz Dersim’in o dağlarında Cephe
gerillalarını yıldıramıyorsunuz, sindiremiyorsunuz, çıkıyor bir Cephe gerillası
o delik deşik ettiğiniz dağlardan, vadilerden, geçitlerden, derelerden ve
vurmak için beyninize ilerliyor. Bu yüreğe, bu cürete, bu gerilla tarzına
yenileceksiniz.
Siz
helikopterlerden yağdırıp bombaları, on binlerle orduyu sürüp dağlarımıza,
kuşatıp köylerimizi, korku salmak ve iktidarınızı bu korku imparatorluğu
üzerinde sürdürmek istiyorsunuz. İşte, başaramıyorsunuz. Bizim şahin bakışlı
gerillamızın, şahanımızın eylemi bunun göstergesidir.
Şahan
bakışlıdır Oğuz Meşe, düşmanın en küçük bir hareketini kaçırmaz bakışları,
varmak için hedefine, sormak için dökülen tüm kanlarımızın hesabını, şahin
gibidir bakışları. Şahan vuruşkan bir kuştur. Ve şahan
gibi vuruşkandır Oğuz da.
Neden?
Çünkü;
Oğuz
emeğini sömürdüğünüz bir işçidir. Kanını 1 Mayıs alanlarında döktüğünüz bir
işçi, bir Cephelidir. Taksim’de 1 Mayıs kutlamasını engellediğiniz
işçilerimizden biridir Oğuz. Ama o işçi sınıfının en bilinçli işçilerinden
biridir. 1 Mayıs alanını kanıyla kazananlardandır Oğuz. Defalarca kez
işkencelerden geçirdiğiniz devrimcidir Oğuz. İşkencehanelerinizde
de biledi sınıf kinini, faşizme, zulme ve sömürüye öfkesini. O hakları elinden
alınırken, emeği sömürülürken susan, sesini çıkarmayan, sindirilmiş bir işçi
değildir. O Cepheli bir işçidir. Bu nedenle de saldırıya uğramıştır, hakları
için direnen işçilerin yanında eylemlerine destek verdiği için de saldırıya
uğramıştır. Oğuz, uyuşturucu çetelerinin katlettiği Hasan Ferit Gedik için
adalet istediği için işkencelerle gözaltına alınıp, hakkında davalar açılan
Anadolu halkının onurlu evladıdır, devrimcidir. Dilek Doğan için adalet
istediği için faşizmin saldırısına uğrayan bir halk çocuğudur.
DİSK’liler,
siz kravatlarınızla, takım elbiselerinizle bürolarınızın köşelerinde
sendikacılık oynarken, işçi sınıfı için kanını döken Oğuz, sizin kapınızda
saldırdığınız, linç ettiğiniz işçimizdir. Oğuzlara linç saldırıları
örgütleyerek yaptığınız sendikacılığın adını cüretle koyun, patronlarınızın
faşist polisleriyle aynı cephede saldırdığınız işçidir Oğuz, aynı cephede yer
aldığınız patronların sendikacılarısınız siz.
Oğuz Meşe,
Türkiye faşizminin bu tablosu içinde şekillendirmiştir devrimci kişiliğini. Ve
bilincinde yeşerttiği halkın Umudunu, Dersim dağlarında büyütmek için,
yoldaşlarıyla birlikte tutmuştur dağlarımızın yolunu.
Oğuzlara
karşı yürüttüğünüz bu savaşı kaybedeceksiniz.
Tek
biriniz Oğuz Meşe’nin eylemine cüret edebilir misiniz? Edemezsiniz.
Halk
çocukları cüret eder, Halk Kurtuluş Savaşçıları bunu başarabilir.
Çünkü,
Birincisi
haklıdırlar.
İkincisi,
haklı davalarında zafere yürüyebilecek bir ideolojinin önderliğinde
savaşıyorlar.
Bunun
karşısında yenileceksiniz.
Tepelerimize
yağdırdığınız bombalar getirecek sizin sonunuzu. Tepelerimize yağdırdığınız
bombalar, bizim değil sizin korkunuzu büyütüyor. Korktukça daha büyük
katliamlarla geliyorsunuz, ama katliamlarınız yenemiyor korkularınızı daha da
büyütüyor.
Siz daha
büyük katliamlar tertipledikçe, biz savaş tarzımızı yenileyerek çıkıyoruz
karşınıza. Bu savaş tarzımıza yenileceksiniz. Bu Cephe’nin yenilediği,
geliştirdiği gerilla savaşı tarzıdır.
Nedir bu
tarz?
Bu gerilla
tarzında, bir yere sıkışıp sizin katliamlarınızı beklemek yoktur.
Bu gerilla
tarzında, sizin en büyük saldırılarınız sırasında bile içinize girip
katlettiğiniz halk çocuklarının, aç bıraktığınız çocuklarımızın hesabını sormak
vardır.
Bu gerilla
tarzında, kuşatıp yok edebileceğiniz bir gerilla tarzı değildir. Bu gerilla tarzı
sizi dağlarımıza adım atamaz hale getirecek gerilla tarzıdır.
Cephe’nin
gerilla tarzında silahın gücüyle değil, gerillanın iradesi ve halkın yaratıcı
gücü ve desteğiyle savaşmak vardır.
Bu gerilla
tarzında, dağları, vadileri, ovaları, nehirleri, toprağımızın her karışını, her
canlısını, rüzgarını, çalısını, toprağını, taşını,
otunu her şeyini özellikleriyle tanımak ve o doğanın gücüyle savaşmak vardır.
Cephe’nin
gerilla tarzı daha da gelişecek, yeni örneklerle büyüyecek. Darbeler vurup
kayıplar vermeden çekilen gerilla tarzında savaşçılarımız yetkinleşecek, zafer
o gerillalarımızın önce bilinçlerinden, sonra yüreklerinden, sonra
silahlarından koparak gelecek.
OĞUZ DÜŞMANA GİDİYORDU… DÜŞMAN OĞUZ’A GELDİ
Tugay Komutanlığınız, Özel Harekat
Timleriniz, Skorsky Helikopterleriniz,
Komandolarınız, yığdığınız on binlerce kişiyle saldırıyorsunuz. Bombalamadık
yerini bırakmıyorsunuz Dersim dağlarının. Günlerce haberlerde bu
saldırganlığın, halk düşmanlığının propagandasını yapıyorsunuz.
Sonuç; Halk Kurtuluş Savaşçılarını etkilemiyor saldırılarınız, Halk
Kurtuluş Savaşçısı Oğuz Meşe o dağlardan beyninize sıkmak için iniyor. Oğuz’un
eylemi daha o anda hedefine ulaşıyor.
...
***
Oğuz Meşe'den şiir:
Şahanların
Sesine Ses Ver
Düşer, yine dimdik kalkan
Dövüşen
Yiğitçe vuruşan
Vuran, ölen
Feda diyen KAHRAMANLAR
Kendilerinden sonrakilere
Devretti bu kavgayı
Ve bir kez daha
Çekip çıkarmak için
kör karanlıktan
Güneşi
Gelin çocuklar
canlar, işçiler, emekçiler
Ey halk deryası
şahanların sesine ses ver
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...